24 Haziran Seçim Sonuçları Meşru Değildir!

Erdoğan ve Saray Rejimi’nin Suriye savaşında girdiği bataklıkta boğulma riski ve artık saklanamaz hâle gelen ekonomik kriz öncesi, kendini kurtarmak için ilan ettiği 24 Haziran seçimleri sonuçlandı.

1- Uzun süredir parlamentonun bir işlevinin kalmadığı, HDP dışında, AK Parti’sinden MHP’ye, CHP’sine kadar tüm burjuva partilerin bittiği bir süreç yaşanmaktaydı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından, 15 Temmuz darbe girişimine, sonrasında ilan edilen OHAL’e uzanan süreçte parlamento ve partiler adım adım “incir yaprağı” işlevini yitirmişti.

16 Nisan referandumu ile bu gidişat, açıktan yapılan hilelerle sandığın da gömüldüğü bir üst aşamaya geçmişti.

İşte bu koşullar altında girilen 24 Haziran seçimlerinde devlet, gömülen sandığı tekrar günyüzüne çıkartmayı ve seçim sistemine itibar kazandırmayı başarmıştı. Ama bu başarı çok kısa sürmüş, 24 Haziran tarihinde, kazandırılan itibar yok olmuş ve sandıklar bu kez daha derine gömülmüştür.
Seçim sistemi bitmiştir.

2- Bu seçimler hilelidir, meşru değildir. 16 Nisan’da sandıklar sayılmış ve sayımda hile yapılmıştı. 24 Haziran’da ise bunu aşan bir durum vardır. Seçimden önce TV ekranlarına da yansıyan, önceden hazırlanmış bir senaryo, hiç sayımlara bakılmadan, AA ve YSK tarafından adım adım ilan edilmiştir.

Burada bir manipülasyon değil simülasyon vardır. Ortada bir sayım değil, istenen sonucu bir plan/kurgu dahilinde açıklama vardır.

HDP başta olmak üzere kurulan seçim takip sistemlerine saldırılar gerçekleştirilmiş, sonuçlar tek yanlı ilan edilmiştir.

3- Her şeye rağmen, çok yönlü saldırılar altında HDP’nin barajı geçmesi bir kazanımdır. Ama bununla sınırlı bir bakış, eksik kalacaktır. Selahattin Demirtaş ve HDP de dahil, tüm muhalefetin oyları çalınmıştır. Çalınan oylara sahip çıkılmalıdır.

HDP, baraj altında bırakılamamıştır. HDP ve ittifaklarının örgütlü gücü buna engel olmuş, HDP’nin baraj altında bırakılmasını göze alamamışlardır.

4- CHP, 16 Nisan’daki tavrını devam ettirmiştir. 16 Nisan’da oylarına ve oylarının takibini yapan insanlara nasıl sahip çıkmadı ise, 24 Haziran’da da aynısını yapmıştır.

Bu durumun kendisi, egemenler arası bir uzlaşmanın, bir anlaşmanın açık ispatıdır.

CHP’nin görevi tepkileri minimize etmek, sokağa çıkışı engellemektir. Bu misyonunu yerine getirmiştir. Bu seçimlerde gündeme gelen “Millet İttifakı”nın diğer partilerinin de tutumu aynıdır. 24 Haziran akşamı, gecesi hiçbiri ortalıkta gözükmemiştir.

5- 24 Haziran seçimleri, fiilî olarak yürütülen Saray Rejimi’nin tüm egemenler lehine kalıcılaşması yönünde atılmış bir adım olmuştur.

Saray Rejimi, yağma, sömürü, baskı ve şiddet demektir.
Saray Rejimi, hukuk, kural tanımazlık demektir.
Saray Rejimi, içeride ve dışarıda savaş demektir.
Saray Rejimi, büyük çapta açlık, yoksulluk, bunun karşısında büyük çaplı rant ve zenginlik demektir.
Saray Rejimi, büyük çaplı manipülasyon demektir. Medya eliyle büyütülen karanlığın büyük çaplı şiddetle birleştirilerek kullanılması demektir.
Saray Rejimi, çöküntü ve iflas demektir. Korku ve çözülüş demektir.

Egemenleri bu baskın seçime iten nedenler olduğu gibi durmaktadır ve derinleşerek devam edecektir. Bu seçimler hiçbir şeyi çözmemiş, çözemeyecektir. Bu zeminde ayakta kalmaları zordur.
Hâlâ duruyor olmalarının tek nedeni; biz işçi-emekçilerin, halkın örgütlülük düzeyinin yetersizliğidir.

Seçim süreci aynı zamanda örgütlenmenin bir aracı idi. Seçimden sonra esas olan, öncesinde olduğu gibi direnişi örgütlemektir. Seçim süreci boyunca ve seçim günü seferber olanlar olarak şimdi aynı kararlılıkla direnişi örgütlemek için çalışmaya devam etmeliyiz.

Örgütlenme arttıkça çözülüşleri hızlanacaktır.

Örgütlü halkları hiçbir kuvvet yenemez!

KALDIRAÇ
26 Haziran 2018