ABD yayılmacılığı yükselen Çin ve Rusya’ya karşı kuşatmasını hızlandırıyor

Çin ile Japonya arasında gerginlik 2015 yılında Japon yönetiminin ordusunun deniz aşırı yerlerde savaşmasına izin veren güvenlik yasasını parlamentodan geçirmesiyle beraber başladı. Japon hükümeti, ABD’den insansız hava araçları ve F-35 savaş uçakları alma planları içeren son dönemdeki en yüksek savunma bütçesini onayladı.
Yine 2015 ayının Aralık ayında ABD’ye ait 2 bombardıman uçağı Güney Çin Denizi’ne girerek Çin Halk Cumhuriyeti’ne ait adalara yaklaştı. Çin’in hava sahasından uzaklaşmaları yönündeki çağrıları dikkate almayan uçakların ‘görevlerini tamamlayıp’ döndükleri belirtildi.
2016’nın Temmuz ayında ise Güney Kore, Kuzey Kore tehdidine karşı Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunması (THAAD) füzelerinin, ülkenin güneydoğu kırsalındaki Seongju kasabasına mevzileneceğini açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Şubat ayında THAAD’nin, tamamen Kuzey Kore’nin teşkil etmekte olduğu tehditle ilgili olduğunu kaydederek, “Güney Kore’nin güvenliğini sağlama prensibimize bağlıyız ve bu savunma teknolojisi bunun bir göstergesidir” demişti.
Kore yarımadasında gelişen durumu değerlendiren Rusya ise ABD hamlesini “her an patlak verebilir tehlikeli bir durum” olarak değerlendiriyor. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı da “bazı hükümetlerin” bu bölgedeki gerilimleri kızıştırarak silahlanma yarışını tetiklediğini; buna yönelik hamle yapıldığını vurguladı.
ABD’nin hem kendi savaş gücünü, hem de müttefikleri Japonya ve Güney Kore’nin silahlanmasını artırdığı bu dönemde Çin de bölgede silahlanmaya gitti ve Rusya’yla askerî tatbikat düzenledi. Güney Çin Denizi’nin kuzeybatısında Guangdong bölgesinin açıklarında düzenlediği ‘Deniz İşbirliği 2016’ ortak deniz tatbikatına iki ülkeden savaş gemileri, denizaltılar, uçaklar, helikopterler, deniz piyadeleri ve amfibi zırhlı ekipmanların katıldığı aktarıldı. İki ülkenin ortak hava ve denizaltı savunması ile denizden karaya çıkarma kabiliyetlerini test ettiği tatbikat kapsamında deniz üzerindeki hedeflere füze ve top atışları da yapıldı. Yine geçtiğimiz Mayıs ayında Pasifik Okyanusu’na nükleer silah taşıyan denizaltı gönderme kararı aldığını açıklayan Pekin yönetimi, ABD’nin yeni silah sisteminin kendisi için bir tehdit oluşturduğunu ve kendileri için başka bir alternatifin kalmadığını belirtti.
Geçtiğimiz Aralık ayında da ABD Savunma Bakanlığı’nın denizaltında ‘bilimsel veri’ topladığını iddia ettiği ABD’ye ait insansız denizaltı aracına Çin donanması tarafından el konuldu.
24 Aralık’ta Çin, ülkenin kuzeydoğusunda yer alan ve Rusya ile sınırı olan Heilongjiang bölgesine kıtalararası balistik füze yerleştirdi. Bölge, Japonya ve Güney Kore’nin kuzeyinde yer alıyor.
Rusya’ya yönelik ABD saldırganlığı da pek farklı bir biçim izlemiyor. Seçimlerde Trump’ın kazanmasının kesinleşmesinin ardından ülkedeki 35 Rus diplomatı seçimlere müdahale ettikleri yönünde iddialarla sınırdışı eden Obama liderliğindeki ABD yönetimi, Rusya’ya yönelik daha fazla önlem alınacağını ancak bazılarının kamuoyuna duyurulmadığını söyledi. Ayrıca Rus FSB ve GRU istihbarat ajanslarına yaptırım kararı alındı. Rusya ise buna karşılık olarak ülkedeki ABD diplomatlarını sınırdışı etmeyeceğini, Trump’ın göreve geldikten sonra atacağı adımları beklediğini ifade etti.
2016’nın Temmuz ayında Varşova’da gerçekleştirilen NATO Liderler Zirvesi’nde alınan kararlar kapsamında, Doğu Avrupa ve Baltıklar’da başlatılan yeni askeri yapılanma süreci erkene alınırken, Obama yönetiminin görevi devretmesine günler kala, süreç hız kazandı.
2014 yılında Rusya’nın Kırım’la birleşmesi ve Ukrayna’da ABD’nin istediği istikrarı elde edememesi üzerine Rusya’nın artan ekonomik, siyasi ve askeri gücü karşısında bu durumu bir tehdit olarak gören NATO güçleri güvenliği gerekçe göstererek “önlem” hamleleriyle gerilimi tırmandırmaya devam ediyor.
Bu bağlamda, ABD Silahlı Kuvvetleri Avrupa Komutanlığı’ndan General Philip Breedlove, ABD’nin askeri sevkiyatının, Kremlin’in politikalarına karşı başarılı bir planla sürdürülmekte olduğunu ifade etti. Alınan kararlar doğrultusunda, ABD’nin şimdiden 4200 birlik, 250 tank, obüs, askeri ekipman ve ek olarak 1700 aracı bölgeye tesis edeceği kaydediliyor.
Avrupa’ya üçüncü bir tugayın konuşlandırılacağı ifade edilirken, ABD’li yetkililer, 2017 yılında, askeri silah ve ekipmanlara 3,4 milyar dolar tahsis edeceklerini kaydetti. Açıklanan bu meblağ ise, ABD’nin 2016 yılı bütçesine kıyasla dört kat artırılmış durumda.
2016 Temmuz ayında NATO Varşova zirvesinde alınan kararların 2017’nin Şubat ayında yürürlüğe konması gerekirken Obama yönetiminin erken davrandığı kaydedildi.
Kaynak: Direnişteyiz.org, Fort-russ.com, 13 Ocak 2017