Anadolu Devriminin Yolu – III. Amaç

Önceki Bölüm: II. Çağın Karakteri

Devrimin öznesi, adı ne olursa olsun, bir partidir. Parti, bir iradedir. İşçi sınıfının, toplumun kurtuluşunun, halkların özgürlük iradesinin somutlanmasıdır. Devrimci parti, doğrudan burjuva devlete, burjuva egemenliğe karşı savaş yürütür. Onun için, bir araç olarak parti, içinde yaşanılan burjuva sistemi tümden aşmış olmalıdır. Devrimin öznesi, parti, bir irade olduğu kadar, burjuva egemenliğe karşı her düzeyde ve bütünlüklü bir savaş yürütme aracıdır, iktidarı almanın aracıdır. Bunun anlamı, örgütlenmesinin de buna uygun olmak zorunda olmasıdır.
Bu açıdan bakıldığında Anadolu solunda egemen olmuş olan iki hastalığı tespit etmek olanaklıdır. Birincisi, adı parti olduğu halde, bu bütünlüklü savaş konusunda bir fikre sahip olmama “lüksü”dür. İkincisi ise, partinin bir irade koymak olduğunu atlayarak, “süreç içinde parti” anlayışıdır. Süreç içinde parti, partinin reddedilmesidir, iktidar mücadelesinin belirsiz bir tarihe ertelenmesidir. Yoksa her şey bir süreçte gerçekleşir.
Devrimin öznesi (Parti), dünya devrimine ve komünizme giden yolda, Anadolu işçi sınıfının öncü örgütüdür. Elbette işçi sınıfı içinde örgütlü birçok parti var olacaktır. Ancak, öncülük, işçi sınıfının nihai çıkarlarını her koşul altında savunmayı ve diğer güçleri devrimci savaşımının unsuru haline getirmeyi gerektirir. İşçi sınıfının öncülüğü, işçi sınıfının devrimcileştirilmesi ile başlar. Devrim sürecinde bir öznenin oluşturulması büyük bir adımdır. İkinci adım; işçi sınıfının devrimcileştirilmesidir. Devrimcileşmemiş bir işçi sınıfı, toplumun ve kendinin kurtuluşunu da yönetemez.
Parti, niteliği gereği dar bir örgütlenmedir. Herkesi bağrında toplamaz, ama herkesin devrim savaşımına katılımının yolunu da açar. Parti, kapitalizmi devrimci zor yoluyla yıkmak, işçi sınıfını egemen sınıf haline getirmek, sosyalizmi kurmak ve kardeşlik ve sevgi üzerine kurulu olan ortakçı topluma, komünizme varmak için yola çıkmış olan devrimci savaşçıların ve işçi sınıfının en ileri unsurlarının gönüllü birliğidir.
Devrimci Sosyalistlerin amacı; insanın insan tarafından sömürüsüne, sınıfların varlığına, onunla birlikte devletin varlığına son vermek, yeryüzünden tüm sınırları kaldıracak olan kardeşlik toplumu, komünizmi kurmaktır. Bu amaç; ülkede sosyalizmin zaferi ve dünya çapında dünya devrimci hareketlerinin desteklenmesi için savaşmaktan geçer. Bir ülkedeki devrimci özne, kendi devrimini erteleyerek dünya devrimci hareketine katkıda bulunamaz. Ya da bu katkı, devrimci bir partinin katkısı olarak görülemez. Devrimci bir örgütü yaratan koşullar var ise, o ülkede iktidara yürümek de olanaklı demektir. Ancak, her ülkedeki devrimci parti, kendini dünya devrimci hareketinin bir müfrezesi olarak görmelidir. Enternasyonalizm, tercüme bürolarına sığdırılan bir faaliyet değildir. Tersine, özü gereği enternasyonal bir dava olan komünizm davası, özgürlük savaşı için zorunlu bir örgütlülüktür.
Devrimci Sosyalistlerin yakın amacı; ülkede işçi sınıfını egemen sınıf olarak örgütleyerek, sosyalizmi, proletarya diktatörlüğünü kurmaktır. Devrimci Sosyalistler bu amacını gerçekleştirmede, iktidarın işçi sınıfı tarafından ele alınışıyla birlikte özel mülkiyete son veren, bunu yeterli üretici güç yaratıldığı ölçüde bütün üretim alanına yayan, bir kamulaştırmayı, yeni toplumun örgütlenmesinin vazgeçilmez koşulu olarak görür. Buradan başlayarak devrimi bütün toplumsal alana yayar, bilimden politikaya, sanattan kültüre bütün toplumsal etkinliği yeni düzenin, sosyalizmin prensiplerine göre örgütler. Bütün faaliyetlerine devrimin içte ve dışta sürekliliğini göz önünde bulundurarak yön verir.
Ancak atılacak tüm adımları, nihai amacı olan komünizm amacıyla bağlantılı olarak ele alır. Sosyalizmin, sosyalist devrimin tüm sorunlarına komünizmden bakışı temel alır. Yeni toplumun, yeni insanla kurulacağı gerçeğinden hareketle, devrimci bir yaşam ve yeni insanın yaratılmasını faaliyetinin odağına yerleştirir. Yeni insanın yaratılmasını bugünden kendi örgütlenmesi ve ilişkilerinde başlatır.
Parti; işçi sınıfının elinde, burjuvaziye karşı savaşımında, eski toplumun yıkılması ve sosyalizmin kurulmasını yönlendiren tek silahtır.
Parti, devrim savaşımının ve işçi sınıfının tek örgütü değildir. Tersine parti; devrim ve komünizm savaşımının öncü örgütüdür, sınıfın siyasal öncüsüdür.
Parti; en ileri teori ile donanmış, sınıfın en ileri unsurlarını kendi öncüleri olarak örgütleyebilmiş, iktidar savaşımına önderlik edebilen, savaşımın her biçimini kullanabilen ve bir savaşım biçiminden diğerine hızla geçebilen, enternasyonalist bilinçle donanmış, bugünden gelecek toplumun ve komünist insanın embriyonik özelliklerini taşıyan bir örgüttür.
Devrimin öncüsü, yeni topluma gebe her eski toplumun ebesi olan zoru, en üst düzeyde örgütlemelidir. O, kavgacı, disiplinli, kolektif bir gönüllüler örgütüdür. O, bir savaş makinasıdır.
Parti, işçi sınıfının elinde burjuvaziye karşı yürüttüğü sosyalizm ve devrim savaşımını yöneten bir silah, bir araçtır. Parti amaç değildir. Ancak o, sıradan bir araç da değildir. Vazgeçilmez bir araçtır. Parti sadece kapitalizmin yıkılması ve sosyalizmin kurulması savaşımını yönlendirmekle kalmaz. O, aynı zamanda, komünizme yürüyüşün de yönlendiricisidir.
Parti, kendisini proletaryanın dünya ölçeğinde burjuvaziye karşı yürüttüğü devrim ve komünizm savaşımının bir parçası olarak görür.
Devrimci partinin örgütlenmesinde iktidara gelene kadar gizlilik esastır. İllegal örgütlenme, Devrimci Sosyalistlerin düzen karşısındaki konumunun ifadesi olduğundan, bir tercih sorunu olarak ele alınamaz. İllegal örgütlenme temeldir. Ancak bu, hiçbir düzeyde legal mücadele araçlarının reddedilmesi demek değildir.
Devrimci Sosyalistler sosyalizmi devrimci yöntemle kurar. Devrimci yöntem, köktenci yöntemdir. Devrimci yöntemde örgütlülük esastır. Devrimci yöntem, insanın yenilenmesi ve yeniden doğuşunun da biricik yoludur. Bu çerçevede Devrimci Sosyalistler, aydın olmak ile örgütlü olmanın çeliştiğini düşünenleri saflarında barındırmaz.

Sonraki Bölüm: IV. Dünya Tekelci Sistemi