AKA-DER Mamak Şube’de Aleviliğin dünü, bugünü, yarını söyleşileri

“Aleviliğin dünü, bugünü, yarını” başlığı altında düzenlenen söyleşilerin ikincisi 3 Ocak’ta gerçekleştirildi. Temel Demirer’in sunumuyla gerçekleşen söyleşide AKA-DER adına yapılan konuşmada; tarihsiz insanın, tarihsiz halkların gelecek kuramayacağı vurgulanarak son dönemde Alevi halkına dönük saldırıların arttığına değinildi. Bu koşullarda halkların kendi direniş tarihini, isyanlar tarihini bilmesinin önemine değinildi.
Temel Demirer yaptığı sunumda; Anadolu’da Alevi isyanları tarihinin bilinenin dışında Aristonikos’la başladığını, Spartaküs, Zelotlar, Babiler, Şeyh Bedreddin ve Pir Sultan’la devam ettiğini söyledi. İsyanların gelişimi ve sonuçlarıyla ilgilide bilgilerin verildiği söyleşide ayrıca Mezapotamya’yı da içine alan, Ortadoğu diye adlandırılan bölgedeki isyanlardan bahsedildi.
Söyleşilerin üçüncüsü “Devletin Alevisi olmayacağız” başlığıyla, 17 Ocak Salı günü gerçekleştirildi.
Söyleşide AKA-DER adına yapılan konuşmada, içinden geçtiğimiz süreçte devletin halklar ve Alevilere dönük politikalarının zorla biat ettirme biçimine dönüştüğünden, başkanlık tartışmalarının bu derece öne çıktığı böylesi bir dönemde, halkların, devletin kendi yasalarını tanımayan baskı politikalarına ve başkanlık rejimine karşı birlikte mücadelesinin çok daha fazla önem kazandığından bahsedildi. Hrant Dink’in katledilişinin onuncu yılı olması dolayısıyla 18 Ocak’ta Mamak Şube’de yapılacak anmaya ve 19 Ocak’taki eyleme çağrı yapıldı.
Ardından Temel Demirer, TC devletinin Osmanlı’dan devraldığı katliam kültürünü bugün de bir çok halk üzerinde ve özellikle Alevilere karşı yoğunlaştırarak devam ettirdiğinden bahsetti. Alevi halkının devletin nefret söylemleri, asimilasyon politikaları ve katliam tehditlerine karşı özellikle direniş tarihini öğrenme ve bir araya gelerek ses çıkarma, mücadele etme zorunluluğuna değindi.
Bugün laiklik istiyoruz söyleminin, “ Diyanet işlerinin kaldırılması, nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkartılması, Alevilere dönük nefret söylemlerinden vazgeçilmesi, Cemevlerinin ibadethane sayılması, Madımak’ın utanç müzesi olması” taleplerini dillendirmeden eksik ve etkisiz kalacağına değindiği konuşmasını, Alevilerin bulundukları her yerde öz savunmalarını geliştirip örgütlenmeleri gerektiğini belirterek bitirdi.
Soru cevap kısmının ardından etkinlik 31 Ocak tarihinde yapılacak söyleşiye çağrı yapılarak bitirildi.