Gezi Direnişi yargılanamaz! 18 Şubat’ta Silivri’deyiz!

Gezi Direnişi’ne tiyatro diyenlerin Silivri’de kurduğu tiyatro sahnesi devam ediyor.

Kendi yasalarını bile hiçe sayıp oluşturulan iddianame ve Saray’dan gelen emirleri sorgulamadan uygulayan bir mahkeme heyeti.

Gezi Direnişi süresince 8 yoldaşımız öldürülüp, yüzlerce kişi sakat bırakılmasına rağmen; katiller ve şiddeti uygulayanlar sanık yerine mağdur sıfatıyla mahkemelere çıkmaktadır. Ali İsmail Korkmaz’ı tekmeleyen polisin, ayağı için darp raporu alması bu aymazlığın örneklerinden sadece biridir.

Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu, 16 kişinin yargılandığı davada savcı, 9 kişi hakkında hapis kararı istedi. Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu ile birlikte Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, yine Taksim Dayanışması’ndan Can Atalay ve Tayfun Kahraman ile birlikte 6 kişiye 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istendi.

Baskı aygıtının bir uzantısı olarak örgütlenen yargı eliyle açtıkları davalarla; Gezi’yi lanetlemeye, tarihi ters yüz ederek yeniden yazmaya ve kendi korkularını, bu topraklarda insanca ve onuru ile yaşamak isteyen insanlara bulaştırmak istiyorlar.

Ne yaparlarsa yapsınlar, Gezi Direnişi ile insanların, yok sayılmaya, aşağılanmaya, artan baskılara karşı insanca ve onuruyla yaşama isteğini dolaysızca ortaya koyduğu gerçeğini değiştiremezler.

Gezi’de soluduğumuz o özgürlüğü unutmuyoruz. Ellerimizin yaratan gücünü unutmuyoruz. Yüzlerimize yayılan kocaman gülümsemeyi… Yanı başımızda mutluluktan ağlayan o gözleri… Saldırılara karşı beraber göğüs germenin ciddileştirdiği yüzlerdeki onuru… Yıllarca korkarak yaşamışların gösterdiği cesareti… Tozun, dumanın, gazın ve betonun arasından fışkıran hayatı…

İşte tüm bu yaşanmışlıkları unutturmamak, mücadeleyi bir adım daha ileriye taşımak için 18 Şubat’ta Silivri’deyiz.

Biz Geziciyiz, her zaman ve onlar gidici, er ya da geç!