Halkların tescilli katili ABD ve İsrail, Filistin topraklarından defolun

Ortadoğu halkları için en büyük tehdit olan ABD, Filistin halkları için yeni bir saldırı dalgasına başlayacağını duyurdu.

28 Ocak 2020 günü ABD Başkanı Donald Trump yanına İsrail Başbakanı Netanyahu’yu da alarak bir yılı aşkın süredir dillendirdiği, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak arada adımlarını attığı “Yüzyılın Planı” adını verdiği “barış planını” açıkladı.

Plan; İsrail’in işgal ettiği birçok toprağı kalıcı hale getirirken, İsrail tarafından ilhak edilmesini sağlayarak meşrulaştırmaya çalışıyor. Ayrıca Kudüs’ü İsrail’in başkenti yaparken, Kudüs’ün ufak bir mahallesini Filistin’e başkent olarak lütfediyor.

Filistinli mültecilerin geri dönüş hakları tümüyle rafa kaldırılırken, karşılığında ise bir miktar para ve dağınık toprak parçası verilerek ordusuz ve egemenlik haklarından yoksun bir yapı öneriliyor.

Irak’ta ve Suriye’de asıl nedenlerinin petrol olduğunu itiraf edenler, Filistin halkını para ile satın alabileceklerini düşünmektedirler.

ABD emperyalizmi, dünya barışının en büyük düşmanıdır.

İranlı Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’nin bir suikastla öldürülmesinin üzerinden daha bir ay bile geçmemiştir. Saldırı sonrası İsrail’in ilk alkışlayan olması, iki ülke arasındaki kirli ilişkileri açıkça göstermektedir.

Bugün bölgede Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Yemen, İran başta olmak üzere birçok ülke emperyalizmin saldırıları ile dize getirilmeye çalışılmaktadır. En son Irak’ta bir milyon insanın sokağa çıkarak ABD’yi topraklarında istemediklerini belirtmeleri gibi, birçok ülkede emperyalizmin bölgeden atılmasına dair protestolar artmıştır.

Fakat başta Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere bölge devletlerini de arkasına alan ABD, Filistin’e karşı giriştiği bu saldırganlığını büyütme peşindedir.

Daha önceki deneyimlerle açıkça görüldüğü üzere, TC’nin yapacağı açıklamaların, ne dediğinden bağımsız, hiçbir anlamı yoktur.

Erdoğan, İsrail’e ne zaman bağırdı ise, o zaman daha fazla ekonomik ilişkiler geliştirdi, o zaman daha büyük ihaleleri İsrail’e verdi, o zaman İsrail ile ilişkileri daha da derinleşti. Erdoğan, bu sorunu, içeride oy devşirmek için kullandı. “One minute” olayının bir tiyatro olduğunu bizzat kendileri itiraf ettiler.

Gerçekten samimi iseler İsrail’i askerî, diplomatik, ekonomik, akademik ve kültürel alanlarda boykot etmeleri gerekmektedir.

Lübnan, Irak, İran, Ürdün, Mısır’daki protestolar başta olmak üzere bölge halklarının yaşanan sömürü ve yağma düzenine isyanları; emekçi halkların iktidarını hedefleyen anti-emperyalist direnişi yükseltmenin bugün daha olanaklı olduğunu göstermektedir.

Çözüm, gelecek, halkların kendi ellerindedir. Emekçilerin kendi ellerindedir. Dünya halklarının kendileri kardeştir. Bu nedenle, emperyalizme karşı halkların ortak anti-emperyalist direnişini örmek dışında yol yoktur. Filistin için barışçıl bir gelecek, ancak ve ancak, emperyalist güçleri topyekûn bölgemizden kovmakla mümkündür. Özgürleşmenin tek yolu budur.

Filistin Filistinlilerindir!

Yaşasın halkların ortak mücadelesi!

Emperyalistler, işbirlikçiler, Ortadoğu’dan defolun!