Ya akçesi olmayanlar?

Hikaye şöyledir: Deli Dumrul kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmış. Geçeninden otuz üç akçe, geçmeyenden döve döve kırk akçe alırmış.

Elektrik ve doğalgaz sayaçları 3 ay boyunca okunmayacak. Aslında bu cümle fatura ödemeyeceğimizi düşündürüyor. 2 yıllık ortalamaya göre fatura kesilecek diye devam ediyor. Gerçekte kullandığımızdan da fazlasını almak için üretilen bir ‘çözüm’.

Bir diğer dahiyane çözüm ise pazar, market vb. yerlerde maskesiz gezmenin yasaklanmasının ardından adı ticaret olan bir bakanlıktan yapılan açıklamadan geldi; “Bakanlığımızın maskelere yönelik bir çalışması var, halkın ulaşabilir olduğu noktalarda inşallah bunların ‘satışını’ gerçekleştireceğiz.”

Dahası, 20 yaş altındakiler sokağa çıkmasın. Çıkanlara da 392 lira para cezası kesilsin. Tamam, çıkmasın ama nasıl çıkmasın? Herhalde sanılmaktadır ki 20 yaş altındaki herkes sokağa gözü karalıktan, bana birşey olmaz diye düşündüğünden veyahut virüsü daha fazla yayayım diye çıkıyor.

Her gün, biz işçi ve emekçilerin akıllarıyla, yaşamlarıyla dalga geçen açıklamalar yapılmaktadır. Hatırlanacaktır, ‘bu milletin a… koyacağız’ diyenlerin tam olarak kastettikleri bu olmalıdır.

İçinden geçilen dönem, ölümü görüp sıtmaya razı olunabilecek bir dönem değildir. Bugün devlet, açlıktan yahut virüsten ölelim diye tüm imkanlarını seferber etmiş durumdadır.

Yaşamak için bugün mücadele etmek elzemdir; mecazi anlamda değil. Yaşayabilmek için getirilen ‘çözüm’lere karşı bizim de çözümlerimiz olmalıdır.

Herkes, ayrı ayrı faturaları, kirayı nasıl ödeyeceğini düşünmektedir. Çözümü basittir; Elektriği, suyu, doğalgazı, interneti, kiraları ödemeyelim.

Kendimize, yanıbaşımızdakine güvenelim. Dayanışma ağlarında hep birlikte maskeler, koruyucu ekipmanlar yapılmakta, kimin neye ihtiyacı varsa dayanışma ile çözüm bulunmaktadır. Dayanışma ağlarına katılalım, olmayan yerlerde kurmanın olanaklarını yaratalım.

Biz işçilerin, emekçilerin gücü üretimlerinden gelmektedir. Bugün bu tüm açıklığıyla görünür hale gelmiştir. Bu denli bir salgında dahi yönetenler üretimi durdurup, işçilerin, emekçilerin yaşamlarını garanti altına alamamaktadırlar. ‘Evdekal’ demek, milyonlarca insana işe gitmek zorunda olduğun için ölebilirsin demektir. Buna karşı sendikalar ellerinde olan ‘genel grev’ gücünü kullanmalıdır. Fakat sendikaların bu kararını beklemeden de biz çalışmak zorunda olanlar yaşamak için iş bırakabiliriz.

Asıl hikaye akçesi olmayanlar üzerinedir ve asıl hikayeyi onlar yazacaklardır.

Kurtuluş yok tek başına! Ya hep berber ya hiçbirimiz!